Hayatı izlemek…

Bu günlerde bazı hayatlar dikkatimi çekti, bu günlerde olmasının özel bir sebebi var mı bilmiyorum…

Birkaç gün önce, akşam üzeri, hırdavat türü bir takım ufak tefek gerecin satıldığı eski bir dükkanın eşiğinde oturan otuzlu yaşlarda bir kadın gördüm. Elinde küçükken severek oynadığım siyah 1001 in 1 yazan siyah el atarilerinden vardı. Parmaklarını seyrettim bir an için; büyük ihtimalle tetris oynuyordu. Yüzünde endişeli bir ifade vardı. Annemin bilgisayarda Zuma oynayışını izlemek çok eğlenceli geliyordu bana, oysa aşağı doğru ilerlerken birkaç saniyeliğine gördüğüm bu kadın, beni hüzünlendirmişti… Şimdi düşünüyorum da o an arkadaşım Yılmaz gibi olmayı çok isterdim. Eğer o benim yerimde olsaydı, o kadına meraklı bir sesle “Merhaba! Bir şey sorabilir miyim?” der ve dükkandaki eşyalarla ilgilenirdi. Sonra sohbete başlarlardı. Yılmaz öyle pozitif bir insandır ki, birileri onunla sohbete başladı mı, fark etmeden hayatından, düşüncelerinden bahsetmeye başlar, sanki yıllar önce tanışmışlar gibi gülüp eğlenirler. Sohbet bitince de Yılmaz’a tekrar uğramasını söylerler ama nezaketen değil, gerçekten istedikleri için…

Önceki gün de, poğaça almak için dışarıya çıktığımda apartmanın hemen önünde duran yaşlı bir adam gördüm; seksene merdiven dayamıştı. Elindeki bastonu, uzun beyaz sakalları, kırışıklarla kaplı yüzü ve kafasında takkesiyle tam bir dedeydi. Vakit öğleye yaklaşıyordu ama güneş henüz yeterince yükselmediğinden sokağın tamamına yakını gölgeydi ve yer yer güneş alan bölgeler vardı. Bu dedem, yüzünü bizim apartmanın hemen önüne düşen güneşe vermiş, gözlerini kapatmış, dinleniyordu. Belki de şimdi bir kaplıcada istirahat etmek isterdi ya da yaylada bir kamelyada arkadaşlarıyla ya da ailesiyle oturup sohbet etmek. Ne istediğini sorduğumda, vereceği cevap ne olurdu, merak ediyorum… Ve bu birkaç saniyeliğine izlediğim ak sakallı dedem de beni hüzünlendirdi; bana yaşlılığı hatırlattı galiba, dolaylı olarak da zamanın ilerlemekte olduğunu, isteklerin, önceliklerin zamanla değişeceğini ve bugün gücüm ve imkanlarım yerindeyken yapmak istediğim ne varsa yapmam gerektiğini!

Bir daha sokakta biri beni hüzünlendirirse onunla sohbet etmek için bir bahane arayacağım ve hayalini kurduğum makul şeyleri ertelemeyeceğim, makul olmayanları da fazla zorlamayacağım :)